13 Şubat 2010 Cumartesi

Çınar Gibi Adamlara Ne Oldu?









Çocukluğum rahmetli dedemin berber dükkanında geçti. Seksenli yaşlara kadar çalışmış olan dedemin dükkanına sadece kendi akranları gelirdi. Ağır, azametli, kemalat sahibi çınar gibi adamlardı bu adamlar.
Büyüdükçe bu adamların neslinin tükendiğine şahit oldum. Kamil adamlar gidiyor yerlerini kalıbının adamı olamamış, ne dinden ne dünyadan nasibini alamamış bir nesil dolduruyordu. Diğerlerine göre çocuk kalmış, büyük gibi görünen, daha doğrusu yaş yaşamasına rağmen olgunlaşmamış bu adamlar nereden çıkmıştı? Bu sorunun cevabını kırklı yaşlarıma geldiğimde verebildim; dinini yaşamayanlar kemalat bulamıyor.
Modernliğin “kuşak çatışması” dediği şey de açıklamasını burada buluyor. Kemalat sahibi olamayan, olgunlaşmadan yaşlanmış insanlara bırakın diğerlerini kendi çocuklarının dahi saygısı olmuyor. Bu durum sadece modernliğin kayıtladığı kadar bir çatışmayla sınırlı kalsa, o kadar da önemli değil diyebiliriz, sorun yaşlıların ailenin dışında kalmasına, yaşlının bir bakım merkezine yerleştirilmesine kadar uzanıyor.
Din insanın bu dünyada kemalata ulaşması için bir araç. Bu yolda yürüyenler daha bu dünyada ya cennete layık bir hale ulaşıyorlar ya da cehenneme. Modernliğin onca eğitim odaklı politikaları, bilgi düzeyindeki artış, onca teknolojiye rağmen insanlar küçülüyor, sığlaşıyor. Sekülerleşme insanın yaradılışından getirdiği potansiyeli yok ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder